DİĞER
K24'te haftanın vitrini: Yeni çıkan, yeni baskısı yapılan, yayınevleri tarafından bize gönderilen, dikkatimizi çeken; okumak ve üzerine yazı yazmak için ayırdığımız bazı kitaplar...
"Kısa, çarpıcı, fazlasıyla zihin açıcı ve kesinlikle öncü bir eser bu; en geniş anlamıyla “delilik çalışmaları” alanının başyapıtlarından ya da klasiklerinden biri. Kitap 60 yıl sonra yeniden yayımlanırken, eserin önemini ve tarihsel bağlamını daha iyi anlamamız için resim yorumlarına, Dağyolu ve Velioğlu’nun tamamlayıcı nitelikteki diğer yazılarına da yer veriliyor."
"Bireyler arasındaki ilişkileri iğne deliğinden görecek kadar ustadır Atay; dolayısıyla Tehlikeli Oyunlar’da olduğu gibi basit bir tavla oyunundan bireyin kendini ötekiler karşısında var etme savaşını betimlerken okurunu edebiyatın en yüksek düzeyine taşır. Toplumsal sorunları maddi toplum ilişkileri açısından görmeye gelince: Bu kesinlikle Atay’ın güçlü kası değildir."
Pandemi, mülteciler, Ukrayna savaşı, küresel iklim krizi, yolsuzluk, politik gerginlik, artan ırkçılık ve ayrımcılık, ekonomik kriz, distopyalar… Bütün bu gergin gündemi biraz olsun unutup rahatlamanızı sağlayacak, seyahatte ve tatilde yanınızda gezdirebileceğiniz, neşeli ve sürükleyici bazı kitaplardan küçük bir derleme...
"Andığım üç yazarın yapıtlarındaki ortak konu, sakat birer genç kadın olan anlatıcıların diğer insanlarla ilişkilerinde olup bitenlerdir. Anlatıcılar bu ilişkileri herhangi bir genelleme üzerinden değil, temsil ettikleri genç kadının özgül deneyimleri üzerinden, onun bakış açısıyla ortaya koyuyor, ne eksik ne fazla."
"Kitabın editörü Lebriz İsvan sunuş yazısına ‘Ev bir hikâyedir’ diye başlamış. Evet, öyledir ve o hikâyenin de bin bir türlü yazılış şekli var, bunlardan biri de dili dağıtmak olabilir; mesela Latife Tekin’in yıllar önce gecekonduları anlatmak için Berci Kristin Çöp Masalları’nda dili gecekondulaştırdığı gibi... Velhasıl, ‘ev’in metaforik ve reel anlamlarını araştıran diyalojik bir ‘ev nedir’ derlemesi bu. Derlemeden çok da buluşma gibi."
"Pınar Kür kurguya büyük önem veren ve bunu ilk kitabından başlayarak ustalıkla başaran bir yazar olmakla birlikte, kendini kurgunun arkasına fazlasıyla saklayan bir yazar değildir. Özellikle romanlarında hemen her zaman kendi akranı diyebileceğimiz kişileri yazar. Bu da onun kendi kuşağının dönümlerini tam zamanında yakalamasına yarar."
"İyi bir yazarın çevirdiği yazarlara bakarkenki içgörüsü benzersiz bir şeydir."
"Pınar Kür’ün öykülerinin dikkat çekici bir başka özelliğini de olayların kurgulanışında görürüz. Hikâyesi anlatılan, hayli sönük, solgun bir 'yaşamama' hali de olsa, öykü ilerledikçe çözüleceğini umduğumuz, kapalı, merak uyandıran bir şeyler vardır ortada."
"Asılacak Kadın hem Melek’i susturma, tabi kılma düzeneklerini ifşa eder hem de tüm bu cinsel, toplumsal şiddetin altında ezilmiş olsa da var kalmaya devam eden iç sese kulak verir. Sadberk’in deneyimi gibi Melek’inkinin de sürekli başka söylemlere tercüme edilerek indirgenmesi karşısında Pınar Kür, Melek’in kolaylıkla tercüme edilemez iç sesine talip olmuştur. Bu sesi tüm kısıtlanmışlıklarıyla ifade edecek bir form arayışı Asılacak Kadın’ın asli arayışıdır."
"Pınar Kür’ün gözünden bir yakın tarih kitabı okuyacaksınız aslına bakarsanız. Kitapta Pınar Kür’ün eserlerinden yapılan alıntılar da eserlerindeki otobiyografik öğeler üzerinden onu hem Türk edebiyatının hem de kendi hayatlarımızın içinde konumlandırmak için birebir."
"En son orman yangınları felaketinde tecrübe ettiğimiz gibi, böylesi krizler sadece o dönemki somut icraatları değil, devlet denen aygıtı kitlesel olarak yeniden sorgulamaya da yol açıyor. Devlet niye var? Halk kim? Kendini görünmez ve de değersiz hissedenler, böyle hissettirilenler, ancak bir araya geldiklerinde, dayanışma ağları yarattıklarında görünebildiklerini de hatırlıyorlar."
Daha Fazla
© Tüm hakları saklıdır.